Serhat Karadağ İle Çok Özel!
Güncelleme : 15.06.2023
'Lâl'' isimli yeni çalışman hayırlısı olsun öncelikle...” Lal”in kalbe dokunan hikayesini bizimle paylaşırmısın?
2018 yılında babam akciğer kanserine yakalandı. Çok zor bir süreçti. Sürekli umut besleyip, yeni bir haberle yıkılıyorsun. Bunu yazarak anlatamaz benim gibi müzisyenler. Bu yüzden de müzik müzisyenin dili gibi, konuşamadığın, anlatamadığın tüm duyguları bu dil aracılığıyla karşı tarafa aktarabiliyorsun. Lâl bu bu sürecin, yaşadığım yoğun duyguların dile dökülmüş hali.
"Lal" bize,müzikseverlere ne anlatıyor diyebiliriz ?
Lâl sustuklarımızı anlatıyor diyebilirim. İçinde yoğun bir acı, isyan ancak umut var. Benim için bambaşka bir değer taşırken, her dinleyen kafasında ya da içinde başka bir hikaye ve başka bir anlam çıkarabilir. Dinlerken gözünü kapatıp, kendi hikayesini izleyebilir.
Projenin stüdyo aşaması nasıl geçti? Ne kadar sürede hazırlandı ?
Lâl'i 2018 yılında besteledim ve küçük bir demo hazırladım. Ancak öyle bir süreç geçiriyorsunuz ki tamamlayamadım. 2019 yılında babam kanserle olan mücadelesini kaybetti ve toparlanmam, bu durumu az da olsa sindirmeye çalışmam 2020 yılına kadar devam etti. Bu sefer pandemi ortaya çıktı. Kayıtları maskelerle yapabildik. Mix - Mastering süreci uzaktan ve iki taraf içinde yorucu bir süreçti. Aralık ayında bitirdik ve beklemek istemedik. Çoğu sanatçı arkadaşım projelerini bekletiyor ancak ben beklemek istemedim. Zaten demo, hazırlık süreci ve kayıtlar derken aradan iki yıl geçmişti.
Bu projede kimler sana yol arkadaşlığı yaptı, kimlerle çalıştın ?
Klarnette müzisyen ve insan olarak çok değer verdiğim dostum Hüseyin Pulant var. Tüm duygularımı, yazdığım her detayı elinden, yüreğinden geldiğince aktardı ve maskelerle de olsa çok başarılı bir kayıt yaptık. Klarnet kayıtları Studio 18'de Çağdaş Şenel ile birlikte alındı. Kendi stüdyomda kalan detayları tamamladıktan sonra şarkıyı ülkemizin en iyi müzik prodüktörlerinden Erol Temizel'e Mix Mastering süreci için teslim ettim. Şarkının ismi benim için çok önemliydi ve bir türlü işin içinden çıkamıyordum. Bu konuda da hayatımda her zaman manevi desteğini hissettiğim senarist ve oyuncu Ömer Genç isim için '' Lâl '' olmalı dedi. Ve dinleyicilerle buluştuk.
Ve... klip diyelim gerçekten seni yansıtan bir klip olmuş ellerinize sağlık. Çekim sürecini bizimle paylaşır mısın ?
Evet senin de bildiğin gibi benim doğaya olan aşkım bambaşka. Klip yaşadığım sürecin neredeyse birebir aynısı. Babamı kaybettikten sonra eşyalarımı toplayıp yola çıktım. 4 gün kadar eve dönmedim ve dağlarda kaldım. Hiçbir plan yapmadan yola çıktım. Klip bunu yansıtsın istedim ve tüm çekimleri tek başıma kendim yaptım. Profesyonel olarak uzun zamandır fotoğrafçılıkla da ilgilendiğim için biraz daha kompozisyona dayalı ve yaşadığım duyguları hissettirsin istedim. 3 gün gerçekten kamplar yaparak çektim klibi. Montajı ve renk düzenlemesini yine kendim yapmak istedim.
Sen kendi müzik tarzını nasıl yorumlarsın?
Albümler, belgeseller, reklamlar, radyolar, televizyonlar birçok farklı projede çalıştım. Albümlere çalışmalarım dışında bu projeler genelde ısmarlama işler oluyor ve hedefe yönelik çalışmak gerekiyor ki doğru olan budur. Ancak benim kişisel projelerim tamamen farklı ve ne hissediyorsam onu aktarmaya çalışıyorum. Hiç tanımadığım ama yaptığım müziği hisseden tek bir kişi bile benim için çok önemli. Bir sınır ya da bir tarz belirlemiyorum açıkçası. Ama elektronik müzik kişisel projelerimde mutlaka vardır. Lâl'de çok yoğun bir klarnet solo olmasına rağmen elektronik müzik öğeleri taşır. Bu benim müziğimi biraz tanımlayabilir.
Gelecek projelerin arasında neler var ? Gelecek planların neler ?
Uzun vadeli planlar yapan biri değilim. On yıl sonra şu olmalı diye yola çıkmak benim hayat felsefeme aykırı ki bunu pandemi sürecinde hepimiz çok net öğrendik sanırım. Türkiye'de çekmek istediğim bir belgesel planım var. Bunu için hazırlıklara başladık. Bu belgeselin en güzel tarafı hem gerçek anlamda bir doğa belgeseli olması, hem de bu belgeselin müziklerini yapacak olmam. Düşününce ve anlatınca bile müthiş bir heyecan kaplıyor içimi. Belgesel projesi dışında da arka arkaya çıkaracağım yeni tekliler müzik severlerle buluşacak. Eğer daha da uzun vade de diye sorarsan; bir dağ evinde yaşayan, oradaki stüdyosunda dinleyicilere müzikler üreten, çekimler yapan ve huzurla yaşayan insan olmak.

