Lütfü Bayülken İle Çok Özel

Abone Ol :

Lütfü Bayülken İle Çok Özel

 

Kral FM’in kulaklarda pelesenk olan jingle’ının yaratıcı Lütfü Bayülken yeni çalışması ‘’İhtiyacım Var’’ı gelecek projelerini kralmüzik.com.tr'ye anlattı.

"İhtiyacım Var '' isimli yeni çalışmanız hayırlısı olsun öncelikle… Hikayesini bizimle paylaşırmısınız?

 Tabiki.Çoğu bestekar ve söz yazarı üretmiş oldukları yapıtları yaşanmışlıklardan özümleme olsa da,Bu yaşanmışlık kişisel olmayabiliyor.Yani etrafında geçen bir olayı,kendileri yaşamışcasına hissedip, yorumluyabiliyorsunuz.Yaşadığımız pandemi günlerinde, etrafımda bir çok boşanma ve ayrılma vakaları beni bir hayli etkiledi.Bu da bende insanların birbirlerine ne kadar muhtaç ve ihtiyaç duyduğu gerçeğini gündemime getirdi.Parçamın melodik armonileri ve sözleri böyle çıktı.Ayrıca klibimde ki motor kazası nedeni ile yok olan bir ailenin durumunu yansıtarak,Ekipmansız ve bilinçsiz motor kullanmanın sonuçlarına dikkat çekmek, kendi adıma sosyal bir mesaj vermek istedim.

 Şarkının animasyon olan klip fikri nasıl ortaya çıktı ?

 Normalde slov parçalara çekilen klipler hep bana tek düzen gelmiştir.İşin içinde aşk, sevgi ve ayrılık oldumu, güzel bir kız, sahil, yanan ateş, doğa,  lüks villa ve arabalarla olan fotoğraf kareleri artık bir vazgeçilmez oldu.Bu konu ile ilgili bana göre başka orijinal bir görüntü kalmadığından dolayı, klibimin animasyon olması bana daha değişik ve orjinal geldi.Sonuç olarak izleyenlere farklı bir şey sunmak istedim.

 "İhtiyacım Var " müzikseverlere ne anlatıyor diyebiliriz ?

 Çok büyük özverilerle kazanılan sevgi ve beraberliklerin, günümüzde bu kadar çabuk tüketilip, vazgeçildiğini ve bu duygulara, gelcekte ne kadar ihtiyacımız olduğumuzu anlatmak istedim.

 Projenin stüdyo aşaması nasıl geçti? Single ne kadar sürede hazırlandı ?

 Stüdyom evimin altında olduğundan dolayı, pandemi sürecinde kısıtlamalardan dolayı pek etkilenmedim.Hatta daha çok çalışmama ve daha çabuk yol almama neden oldu.Hatta bir ayda bitecek proje 10 günde sonuçlandı.Önce parçayı sadece kendim solo okuyarak düşünmüştüm.Daha sonra dinlerken parçaya başka bir ruh katmam gerektiğini fark ettim.Bu ruhta tabiki eski arkadaşım Fatma TÜMER oldu.Ona parçayı yolladığımda o da benim kadar heyecanlandı ve hemen çalışıp 2 gün içinde soluğu yanımda aldı.Çok keyifli bir kayıt sürecinden sonra, iyiki bu kararı verdim dedim ve parçanın ruhu bu güzelliğe büründü.Süreç keyifliydi ama şarkı hüzünlüydü 

 Siz kendi müzik tarzınızı nasıl yorumlarsınız?

 İnanın bu konu benim için müzik çevremdeki tek dezavantajım. Profesyonel müzik çamiamızda Pop müzik üretenler beni Alaturkacı, Alaturka üretenler ise Popçu zanneder.Bu da benim Jazz hariç diğer bütün tarzlarda hakimiyet sağlamam ve şucu, bucu gibi kalıplaşmış, ayrımlaştırıcı bir kalıba giremememe sebep olmuştur.Besteci, söz ,aranjör ve tonmaister  özelliklerimde asla müzik tarzı seçmem. Müzik, şekli ve tarzı ne olursa olsun daima güzeldir.Bir gün arabesk bir parçada, bir gün yüksek oktanlı bir dans şarkısında bir gün radyo jingle olarak bir gün reklam müziklerinde bir gün ise film müziklerinin altında benim imzamı görmeniz mümkün.Sadece müziğimle değil sesimle de eşlik ettiklerim oluyor.Bunların tümünü listelersem belki sayfalar alır ama duyarsanız çok şaşırabilirsiniz.Lütfen Şaşırmayın 

 Bir eseri oluştururken nelerden ilham alır, nelerden beslenirsiniz?

 90 lı yıllarda plak sektörü altın çağını yaşarken, sanatçı yönetmenleri veya kendileri, yeni bir albüme girmeden repertuar araması yapar, gerekli kişilerce haber salarlardı.Ben de o zamanlar hangi sanatçıya nasıl bir parça gerektiğini bilir ve o konuda yoğunlaşıp parça üretirdim.Bazende bir melodi aklıma geldiğinde cebimizden eksik olmayan portatip mini teyp kaydedici ile kaydederdik.Sonra bunlara okuduğum melodileri birleştirir parça haline getirirdim.Şimdi ise cep telefonuna kaydediyorum. Sosyal iletişim çağında plakçılık formatı değiştiğinden dolayı, sanatçı veya yönetmenlerle pek iletişim kuramıyoruz.Eskiden daha farklı bir ekip çalışması vardı.Şuan ise herkes kendi şarkılarını kendi imkanları ile piyasaya sürüyor.Yeni düzen kolay gibi görünebilir.Ama yeni düzenin de zorlukları var tabi.Farklı bir ekip çalışması gerektiriyor.

 Şuanda ülkemizde trafiği yoğun bir müzik sektörü var… Farklı alt yapılar, farklı tarzlar deneniyor… Sizin bu duruma bakış açınız ve yorumuz nasıl olur ?

 Biraz evvel belirttiğim gibi, müzik üretilsinde ne olursa olsun diyorum.Fakat teknolojinin verdiği imkanlar doğrultusunda aranje, mix ve  solist okumaları çok kolay bir hale gelmesi, insanları bu konuda eğitimsiz bir şekilde üretime ve pazarlama imkanı soyundurdu.Bu da çabuk ve kolay üretilmiş yapıtların, çabuk ve kolay tüketilip unutulma gerçeğini doğurmakta.O nedenle teknolojiye ayak uyduramayan müzisyenlerin, yok olmasına ve gelecek nesillere de kalıcı yapıtlar üretilememesi gibi bazı parametrelerin ortaya çıkması sanırım benim komplo teorim oluyor.Ben nekadar yeni nesil müzikler yani yeni soundları takip edip üretmeye devam etsem de eski müzisyen arkadaşlarımın düşüncelerine de katılıyorum.Ama her şey değişiyor dönüşüyor.Keşke onlar da sektöre kızmayıp üretmeye devam etseler ben çok mutlu olurdum.

 Gelecek projeleriniz arasında neler var? Gelecek planlarınız neler ?

 Uzun yıllar müzik piyasasında mutfak hizmeti vermem, sanırım beni biraz yordu.Ayrıca kişiye özel projelerin yapımında ister istemez kendi üreticiliğimi ve tarzımı unutturdum.O nedenle yeniden kendi istediğim müzikleri yapmaya karar verdim.Ocak sonu çıkan "İhtiyacım Var" single'ım ile startı verdim.Beni her tarzda şarkılar ile duyabilirler.Geçmişte olduğu gibi dinlediklerinde şaşırabilirler.Artık bütün birikimlerimi ve tecrübelerimi harmanlayıp, dinleyenlere aktarmayı planlıyorum.Hazırda bekleyen ve çalışması yarım kalan yepyeni projelerle karşınıza gelmeye başlayacağım.Bu arada yeni sesler arayışındayım.Bana bu konu hakkında ulaşabilirler.Bütün sosyal mecralarda Bayulken olarak varım. 

 RÖPORTAJ : DENİZ RÜYA ÖZDEMİR

 

Etiketler:

Abone Ol :