Ceren Gündoğdu Serhat Tekin’in Sorularını Yanıtladı!

Abone Ol :

Ceren Gündoğdu Serhat Tekin’in Sorularını Yanıtladı!

 

Ceren Gündoğdu ile yeni çıkan şarkısı ‘Aşinayım’, ikinci albüm çalışmaları ve hakkında merak edilenleri konuşmak üzere buluştuk. “Benim kadar çekingen bir insanın kendini bu kadar ortaya koyan bir meslek seçmesi olabilecek en büyük çılgınlık.” diyen Ceren, samimi açıklamalarda bulundu.

İkinci albümünün ilk habercisi ‘Aşinayım’ın hikayesi ile başlayalım sohbete.

İnsan kendini çok kırılgan ve güçsüz hissettiği dönemlerden geçebiliyor ama unuttuğu şey; bu noktaya gelene kadar o kadar çok düşüp kalkıyor, kalbimiz kırılıyor ki, yaraları zamanla onarıyoruz.  Bu iyileşme sürecinde bunlara aşina olduğumuzu , kendimizi yeniden güçlü hissetmeye meyilli olduğumuzu anlatan bir şarkı ‘Aşinayım’. Dinleyiciye kendini dipte hissetsen de durup düşün, bu sorunları çözmeye aşinasın, bunların üstesinden gelmesinin yolunu biliyorsun, sadece hatırla diyorum.

“Bu şarkıyı özellikle kız kardeşlerime ithaf ediyorum” demişsin. Bunun nedenini açar mısın?

Evet. Yani aslında dinleyen herkese. Bunu böyle ayırmak da pek hoş değil ama hayatımda çok sevdiğim yakın kız arkadaşlarım, dostlarım var. Annem en yakın dostlarımdan biri. Kendi kendimize hep o kalp kırıklıkları zamanında ‘ Bir saniye sen bunları yaşıyorsun ama evvelinde neleri hallettin hayatında’ diyerek bu anları hatırlatır ve birbirimize güç veririz. Aslında burada kilit nokta şu bence Serhat, bir dostumuza, sevdiğimize her zaman çok şefkatli ve motive ediciyiz fakat kendimize öyle değiliz. Kendi gücümüzü unutuyoruz. Aşina olduğumuz o gücü özellikle kız kardeşlerime hatırlatmak istedim çünkü Türkiye’de kadınlarımızın bunu hatırlamaya daha çok ihtiyacı var. 

Yeni albümün hakkında bize ipuçları verir misin? Dinleyiciyi neler bekliyor?

Bu albüm ilkine nazaran benim için daha farklı. İlk albümden bu yana 3 sene geçti. Bu süreçte bir pandemi atlattık. Deprem yaşadık. Tüm bu süreçler herkes gibi benim de olaylara bakış açımı değiştirdi diyebilirim. Daha olgunlaştırdı. Tüm bu hisler albümün yapım aşamasına yansıdı. Albümün ana teması iyileşme ve kendi kendini iyi etme gayesi. Şarkılar o iyileşme dürtüsünün altını çizen şarkılar oldu. Farklı prodüktörlerle çalışıyorum çünkü müzikteki keşif ve yolculuk hali hiç bitmiyor. Kendimi yenilemek ve değişimin bir parçası olmak için gustolarıma ve müzikal tercihlerime sadık kalırken bir taraftan yenilenmem gerekiyor. Hayatıma giren yeni müzisyenlerle yeni şeyler ürettiğim için bu yüzden çok mutluyum. Bir sonraki şarkım Berlin’de yaşayan prodüktör arkadaşım Özgür Akyol’un yaptığı ‘Rehin’ olacak. Sözü ve müziği bana ait olan, beni çok heyecanlandıran şarkılar var. Azeri anonim bir besteye Türkçe sözler yazdığım bir sürpriz de olabilir albümde.

Buray ile beraber söylediğiniz ‘Beni Affet’ şarkısı çok sevildi. Yeni albümde böyle düetler var mı?

Bu yeni albümde olmayacak gibi gözüküyor ama albüm dışında biriyle bir ortak çalışma planım var. Albüme yetişir ve dahil olur mu bilmiyorum ama bu birlikte üretme durumu iki müzisyene de çok iyi geliyor bence.

Başka şarkıcılara yaptığın şarkılar var mı?

Şu zamana kadar hiç olmadı ama bunun muhabbeti hep geçiyor. Özellikle ‘Beni Affet’ şarkısından sonra daha çok olmaya başladı. Ben yapı olarak çok girişken biri değilim. Kendi dünyamdayım. Denk gelmedi diyelim ama tekliflere açığım. Bu albüm için çok şarkı yazdım ve büyük bir havuz oluşturdum. Oradan seçiyorum şarkıları. Bu yüzden kenarda köşede daha çok şarkı var. Ne güzel belki birine kısmet olur.

Yeni şeyleri şarkılarına entegre ederken tarzını da bozmuyorsun.

Bunu duyduğuma çok sevindim Serhat. Tam olarak yapmaya çalıştığım şey bu. Hayatta dengeye çok inanıyorum. Kendi ruhuma iyi gelen, müzikal zevklerimi, yetilerimi, söylemek istediğim sözleri sabit tutarken, bunları güncele uyarlamak, böyle bir mix yapmak çok önemli. Kendi stilimi korurken, çalıştığım prodüktör ve müzisyenlerle yeni şeyler denemeyi çok seviyorum. Yeni albümde sound açısından bu yüzden farklı ve şaşırtıcı şarkılar duyacak dinleyici.

Müzikal yolculuğunda farklı türkleri kendi tarzınla okuyorsun. Hiç söylemem dediğin bir tür var mı?

Tür olarak değil de sözüne inanmadığım bir şarkıyı yapmam. Ağzıma yakışmayacağına inandığım şarkıyı söylemem. Bana isterse milyon kapı açacak olsun yine söylemem.

Kırılgan olduğunu genelde hep söylüyorsun. Bu kırılgan yapından hareketle, seni bu müzik dünyasında en çok ne kırıyor diye sorsam?

Beni müzik dünyasının hakkaniyetli olmayışı kırıyor diyebilirim ama ne zaman bunu desem düşünüyorum hayatta ne hakkaniyetli ki? Bence müzik dünyasında popüler olan şeylere iyi demek, iyi olan şeyleri de popüler değilse görmezden gelmek bir alışkanlık haline gelmiş. Eğitimli olmak, iyi bir performans sergilemek , müziği biliyor olmak, iyi bir müzisyen olmak çok önemli değilmiş gibi bir algı var. Bu biraz insanı üzüyor valla ne yalan söyleyeyim. Ama hiç bir küskünlük beni tutkunu olduğum müzikten uzaklaştıramaz. Keşke her müzisyenin kendini özgürce var edebileceği, renklerini ortaya koyabileceği bir alan olsa. Alanlar o kadar kısıtlı ve alanlar o kadar risk almadan hareket etmeye çalışan insanlar tarafından yönetiliyor ki … kimse risk almak istemiyor. Sektörde kimse birbirine yol arkadaşlığı yapmak istemiyor. Bu bence üzücü. Çeşitliliği özgürce uygulayabileceğimiz alanlar umarım var olur.

Seni müzik kariyerinin başında olmadığın bir şekle sokmaya çalışanlar oldu mu?

Çok fazla oldu. Hala da oluyor biliyor musun Serhat? Tek tipleştirmeye yönelik şeyler oluyor. Ben duygu dünyama eşlik eden müzik neyse o an onu icra ediyorum ama benim bu çeşitliliğim karşısında hep ‘ Ya Ceren insanların kafası karışır sen şunu şöyle yap, şöyle bir fotoğraf çekelim, böyle bir klip yapalım.” deniyor. Hayır ama ben o kadın değilim. Ben utangaç, çekingen ve kırılgan bir yapıya sahibimdir. ‘Biraz yırtık olman lazım!” bana en çok söylenen kalıp cümledir. Değilim! Benim gibi yırtık olmayan insanları temsil ediyor olamaz mıyım? Belki de ben Türkçe pop dünyasında benim gibi çekingen, duygusal ve yırtık olmayan insanları temsil etmek için varımdır. Herkes ukala olamaz. Neden birisine saygı duymak için o kişinin iyi niyetten yoksun ukala ve yırtık olmasını talep ediyoruz ki? 

Sidikli Kasabası Müzikali’nde oynuyorsun. Müzikal tiyatro nasıl hayatına girdi?

Ben Boğaziçi sosyoloji mezunuyum. Boğaziçi’nde okurken bir taraftan İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda müzikal tiyatro okudum. Müzikal tiyatro benim en çok okumak istediğim alandı. Barbra Streisand’in ‘Funny Girl’ünü izlediğimde vurulmuştum ve ben bunu yapmak istiyorum demiştim. Müzik, dans, oyunculuk her şey vardı. Müzikallerin büyüsüne her zaman hayrandım. Mezun olduğumda devlet tiyatrosunda bir Broadway müzikalinde başrolde yer aldım. Tesadüf bu ya şu an oynadığım oyun, 10 sene önce oynadığım oyundu.

Sinema düşünüyor musun ileride?

O kadar isterim ki. Özellikle müzikal bir sinema filmi olsa mesela. Sinema da hikaye anlatımının en özenli işlenildiği yerlerden biri. Benim için de şarkı söylemek ve yazmak, hikaye anlatıcılığı etrafında döndüğü için başka bir karakterin iç dünyasından dünyaya bakmak, şarkı yazarlığını çok besleyen bir şey diye düşünüyorum.

“Eğriye doğru çok popüler değilim” demişsin. Popüler olmak istemiyor musun yoksa korkuyor musun?

Yok korkmuyorum. Hiç olmak istemiyorum diye bir durum da yok. İsterim. Daha fazla kişiye ulaşmak güzel. Popüler olduğu için bir işi yapmak değil, güzel bir işle popüler olmak kıymetli bence. “ Bu popüler olur” diye yola çıkmak, kendi zevklerinden, önceliklerinden , değerlerinden feragat etmek değil; senin için kıymetli olan bir şeyi insanlara ulaştırabilme başarısını göstererek popülerlik değerli ve anlamlı diye düşünüyorum. Her şeyin bir zamanı var diyelim.

Hep böyle sakin misin? Hiç patlamaların olmaz mı?

Olmaz mı. Oluyor ama benim çıkışlarım ağlama şeklinde olur. Çok ağlarım. 

En son ne zaman ağladın?

En son ‘Sevemedim Karagözlüm’ün video çekiminin sonunda mutluluktan ağladım. Mutluyken de ağlıyorum yani.

Yaptığın en büyük çılgınlık ne?

Bence benim kadar çekingen bir insanın kendini bu kadar ortaya koyan bir meslek seçmesi olabilecek en büyük çılgınlık.

Sohbetimizin başında düetlerden bahsetmiştik. Kimlerle böyle bir çalışma içine girmek istersin? Benim aklıma Emir Can İğrek geliyor mesela.

Çok doğru bir seçim. Benim de aklımdaki isimlerden biri o. Emir Can’ın bir kent ozanı hali var. Duruşu, kendi müziğini yapıyor oluşu. Çok isterim bir şeyler yapmak. Gazapizm ile de isterim mesela.

Etiketler:

Abone Ol :