Yavuz Bingöl Mehmet'in Gezegeni'ne Konuk Oldu!

Abone Ol :

Yavuz Bingöl Mehmet'in Gezegeni'ne Konuk Oldu!

Yavuz Bingöl, Kral TV - Kral FM ortak canlı yayınında Mehmet’in Gezegeni’ne konuk oldu.
Yavuz Bingöl ‘ün içtenlikle Gezegen Mehmet’in sorularını yanıtladığı programda sevilen eserlerini de canlı olarak seslendirdi.

 

Yavuz Bingöl’ün konuk olduğu Mehmet’in Gezegeni, Kral TV - Kral FM ortak canlı yayınında ve aynı anda Kral FM Facebook - Kral Müzik YouTube hesaplarından da canlı olarak yayınlandı…

Yavuz Bingöl'ün konuk olduğu 'Mehmet'in Gezegeni' programının tekrarı 22 Nisan Pazar günü 21:00'da Kral TV'de!

 

Gezegen Mehmet: Her şey olabilirsiniz ama sanatçı olmak gerçekten çok zor. Büyük önderimiz Atatürk ne güzel söylemiş.

Yavuz Bingöl: Öncelikle senin programında olmaktan dolayı çok mutluyum, gururluyum. Bunun bir kaç nedeni var: Birincisi 25 yıla yakın bir dostluğumuz var. Seninle sevincimizi, hüznümüzü paylaştığımız anlar oldu. İkincisi de gerçekten Türkiye’de git gide artık kaliteli, değerli müzik programları ne yazık ki pek yok. Sen, bunun öncülüğünü yapıyorsun yıllardır. Hiç kendi çizginden de, bu konudaki duyarlılığından da ödün vermiyorsun. O açıdan da bir arkadaşın olarak senin adına gurur duyuyorum.

Gezegen Mehmet: Bu arada İstanbul dedin önce...

Yavuz Bingöl: “İstanbul” yeni albümde... Ben 5 yıl aradan sonra bir albüm yaptım kapağından içindeki kendi düşüncelerimi ifade eden yazımdan albümün isminden....

Gezegen Mehmet Neden bu kadar geç kaldın?

Yavuz Bingöl: Biraz kalple ilgisi var. Demek ki bugüne kısmetmiş; güzel bir albüm oldu. Hissetmediğim hiç bir şeyi okumadım albümde.

Gezegen Mehmet: Şunu söylemek istiyorum: Ben 25 yıllık radyocuyum ve kafama silah dayasalar da sevmediğim bir şarkıyı, beğenmediğim bir sanatçıyı asla insanların huzuruna çıkarmam; çünkü benim dinleyicilerim çok kıymetlidir. Ben hiç bir sanatçıyı fikrinden dolayı, adamlığından dolayı, görüşünden ayırmadım. Dolayısıyla senin buradaki varlık sebebin, bu türküleri çok güzel söylediğin için buradasın, bu sazı çok güzel çaldığın için buradasın.

Yavuz Bingöl: Türkü hepimizin kökünü hatırlatan, insan olduğumuzu hatırlatan, başka bir gücü olan bir şey.

Gezegen Mehmet Kralcılarımızın şunu iyi anlamaları lazım: Biz, insanları fikrinden dolayı desteklemiyoruz, sesinden dolayı, sanatından dolayı destekliyoruz.

Yavuz Bingöl Öyle olmamalı zaten, doğrusunu yapıyorsun. Sanatçılar ülkenin nabzını tutar, siyasetçilerin zaman zaman yaptığı yanlışlıkları sanatçılar toplamıştır, örtmüştür, doğru yolu göstermiştir. Bütün dünyadaki önemli sanatçılar bu tip şeylere hizmet eder. Mitolojide bile vardır; Olympos dağının tepesinde tanrılar oturur, bir alt katında sanatçılar vardır, onların alt katında siyasetçiler vardır.

Gezegen Mehmet: Afrin’e hangi duygularla gittin, orada neler yaşadın?

Yavuz Bingöl: Ben bu ülkedeki her şeye fazla duyarlı bir tipim. Bu fazla duyarlılığımda zaman zaman eleştirilir. Şöyle: 15-16 yaşlarında darbeyle karşılaşmış, 1970’li yıllarda bütün o siyasi çatışmaları görmüş biriyim. Gözümü açmışız, acı göz yaşı... 3 darbe görmüş, gençlik yılarım darbe yıllarında geçmiş. Böyle bir çocuğun; ülkesinin sorunlarına, problemlerine karşı duyarsız olması beklenir mi? Mümkün değil. Biz büyük şehirlerde, sınır bölgesinde yaşayan insanların neler yaşadıklarını gazeteden, basından takip ediyoruz. Birebir ben gidip oradaki, özellikle esnafın ve görev yapan askerlerimizin... Ben bunu kelimelerle ifade edemiyorum; oraya gidince anlıyorsun. Esnafında, orada görev yapan askerinde... Oraya gidince gözleri parlıyor. Gidince görüyorsunuz, insanların yüzü parlıyor. Biz orada sekiz, on saat zaman geçirdik; ama gerçekten çok özel bir gündü.

Gezegen Mehmet: “Sarı Gelin” keşke bu türkünün sözünü, bestesini kim yaptı bilseydik. Hangi duygularla yazılmış bilseydik.

Yavuz Bingöl: “Sarı Gelin” ilginç bir tükü; gerçekten o Anadolu’nun, tamda o ortak duygumuzu anlatan bir türkü diyebiliriz. Bu türküye, İran Azerileri, Azerbaycan, Ermenistan, Anadolu’da Türkler, Özbekistan herkes sahip çıkıyor. Herkesin bir duygusu var o türküde. Bu nedenle, o coğrafyayı en ortak duygusunu anlatan bir türküdür.

Gezegen Mehmet: Albümün tasarımı gerçekten olağanüstü. Senin fikrin mi?

Yavuz Bingöl:  Albümün ismi, içine yazdığım yazı ve fotoğraf birbirleriyle örtüştü. Adı “İhsan” bağış, bağışlanma, kötülüğe karşı iyilik yapma... İhsan’ın çok büyük anlamı vardır.

Yavuz Bingöl müzikle. enstrümanla temas kurduğun an kinde tutmuyorsun, düşmanlıkta beslemiyorsun. Ben, istiklal savaşı gazisi olan birinin torunuyum. Babam eski askerdir benim, asker fotoğrafları vardı evde, dedemin kurtuluş savaşı hikayeleri, babamın askeri fotoğrafları ve ben asker olmayı çok istiyordum çocukluğumda; ama annem yedi yaşımda bağlamayı kucağıma verince... İlk öğrendiğim türkü “Uzun İnce Bir Yoldayım” Aşık Veysel’i buldum; ondan sonra bütün hayatım değişti. Bakış açını değiştiriyor, iyiliği güzelliği yakalıyorsun.

Genç sanatçılarla, müzisyenlerle ilgili projelerimiz var. 

Yavuz Bingçl: Yavuz Bingöl Sanat Merkezi’miz var. 7-8 yıldır orada özel dersler veriyoruz; öğrencilerimiz var kendi çapımızda. Bir de bir enstrüman kampanyamız başlayacak. Türkiye’deki okullara müzik odaları yapımı, müzik odaları olan okullarımıza da enstrüman kampanyamız başlıyor.

Gezegen Mehmet: Onu birlikte yapacağız. Türkiye’de okulların yüzde 2’sinde müzik sınıfları var; bunu yüzde 10’lara çıkarmayı düşünüyoruz. İlk defa söylüyorum bunu burada, şöyle bir şey yapabiliriz: Türkiye’deki belli sanatçılar sosyal medyalarından kampanya başlatır, bir para toplar ne kadar sınıf yapabilirse o toplanan parayla, sanatçılar kendi isimlerini koyar. Bizde bu nokta da devreye girelim, herkes bu işin altına elini koysun, Müzik sınıfları olmayan okullarımızı ortaya çıkaralım.

Gezegen Mehmet: Polat Yağcı ile çalışmak nasıl bir duygu?

Yavuz Bingöl:  Polat da işini çok seviyor. Çok içi dışı bir arkadaşımızdır. Bugün, Polat’la da beraberdik bir türküyle ilgili klip çalışıyoruz, şu anda bir Afrin türküsüyle ilgili. O da sürpriz, yani güzel olacağına benziyor.

Yavuz Bingöl: Ben bir yıldır “Bin Yılın Ozanları” diye bir proje yapıyorum. Yapma nedenimizde şu: Şimdi gençlerimiz daha çok popüler ozanlarımızı biliyor; ama 13’üncü yüzyıl arasıyla 20’inci yüzyıl arasında o kadar çok değerli ozan var ki. Bu toprak parçası o kadar çok kıymetli ki; Aşık Sümmani, Gevheriler, Ruhsatiler o ozanların türkülerini, yeni genç kuşaklara aktarmak için böyle bir kültür sanat işi yapıyoruz.

Nuri Bilge Ceylan’la çalıştığımız “Üç Maymundan sonra beni etkileyen bir senaryo gelmedi.

Yavuz Bingöl: “Üç Maymundan sonra aslında bir kaç filmde oynadım; ama konuk oyuncu olarak. Bu sanat işeri biraz kalbinizle ilgili, iç dünyanızla ilgili. Biraz memleket gibi yaşıyoruz her şeyi, o açıdan bu da öyle oldu. Beni etkileyen çok hikaye gelmedi. Bu arada ben kendi senaryolarıma çalışıyorum.  Onunda etkisi var; çocukluğumla ilgili ve bir komedi hikayesi yazıyoruz, aslında hazır komedi bitmiş gibi de onların üzerine biraz çalışıyoruz.

Gezegen Mehmet: Kars havalarını, ben çok seviyorum olağanüstü büyük coşku veriyor.

Yavuz Bingöl: Onun nedeni: Gerçekten Anadolu’daki şu cümle aslında Kars için edilmiştir; “72 milleti bağrında barındırır” gerçekten inanılmaz bir kültür zenginliği vardır ve barış içerisinde yaşarlar. Kardeşlik Hukuk’u çok ileri boyuttadır. O yüzden müzikleri de öyle yani bir coşku var, enerjisi var.

Gezegen Mehmet: En son neden ağladın?

Yavuz Bingöl: Ağlamadığımız gün mü var? diye sorasım geliyor. Haber falan izleyemiyorum. Bugün daha yeni bir haber gördüm, programa gelmeden yine gözüm doldu kapattım.

Gezegen Mehmet: Hayatta kazanmak için en çok mücadele ettiğin şey ne?

Yavuz Bingöl: Kötülük olmasında, iyi şeyler kazansın diye mücadelem var benim.

Gezegen Mehmet: Hangi duyguların sana yaşadığını hissettirir?

Yavuz Bingöl: Bütün duygular, hepsi birbiriyle anlaşmalı olacak. Öyle bir yaratılmışız ki bir duygu eksik olsun her şey bozuluyor.

Gezegen Mehmet: Bir insanda seni etkileyen en önemli özellik?

Yavuz Bingöl: Çok var, insanın her şeyinden etkilenirim; bir bakışından, bir duruşundan... Yaratılmış insanın her şeyinden etkilenirim ben.

Gezegen Mehmet: Kendinde en sevmediğin huyun?

Yavuz Bingöl: O da çok var, kendime bakmıyorum mesela dikkat etmiyorum.

Gezegen Mehmet: Peki bu mesleği yapmıyor olsaydın ne yapardın?

Yavuz Bingöl: Kesin asker, polis ve ya ajan falan olurdum; ama bu meslek başka bir şey tabi.

Gezegen Mehmet: Hangi özellikler seni bir insandan soğutur?

Yavuz Bingöl: Yalan, riya en sevmediğim ve nefret ettiğim şeydir.

Gezegen Mehmet: Sahip olduğun neyi kaybetmek seni üzer?

Yavuz Bingöl: Ellerimi mesela. Benim yapmadığım iş kalmadı: Ben, en son Devlet Su İşleri’nde çalışıyordum. Köy kuyularını tamire gidiyorduk; gittik bir köy kuyusunda tamir yaparken, boruları vinçle yukarı çıkartıyoruz o boru vinçten kurtuldu ve son saniye elimi çektim. Kesin elimi koparırdı o boru, ben eldivenleri çıkardım dedim ki; elime bir şey olursa piyano, bağlama nasıl çalacağım. O gün gittim, müziğe geri döndüm orkestra kurduk.

Gezegen Mehmet: Ben 93 yılında radyoya başladığımda, rahmetli dedem: “Ne iş yapıyorsun” diye sordu. dedim ki: “Radyoda program yapıyorum” “Başka ne iş yapıyorsun” diye sordu tekrar; çünkü radyoculuk, yayıncılık yapmak, müzisyenlik bizim oralarda pek kıymetli değil. Ailen bu konuda muhalif oldular mı sana?

Yavuz Bingöl: Şöyle bir şey vardı: Anne, Baba 1980 yılında ayrılınca... Biz yoksul bir ailenin çocuklarıyız, küçük bir ailemiz vardır. Çalışmak zorundaydık, annemde zaten çok popüler, çok önemli bir ozandı belediyede çalışıyordu. “Düğüncülükte olan para kuyumculukta yok” derler. Biz orkestrayı kurduk, her hafta sonu düğünlere gidiyorduk. Bazı düğünlere denk geliyorduk, 24 saat çalıyorduk. Bir düğüne gittik, haremlik selamlık olmuş. Gittik çaldık, 3-5 saat erkeklere sonra bizi mutfak gibi bir yere götürdüler dediler ki; Duvara karşı döndük çalın dediler, duvara karşı çaldık kadınlar oynayacak diye. Çok güzel hikayelerimiz vardır böyle.

Etiketler: 0

Abone Ol :