Madrigal Grubu Serhat Tekin’in Sorularını Yanıtladı!

Abone Ol :

Madrigal Grubu Serhat Tekin’in Sorularını Yanıtladı!

 

Son yılların başarılı gruplarından biri olan Madrigal, yeni çıkan şarkıları ‘Yaşayamam Bu Benle’ ile yine dikkat çeken bir çalışmaya imza attı. Grup ile yoğun takvimlerinin arasında buluşup yeni şarkılarını, çıkaracakları albümü ve haklarında merak edilenleri konuştuk.

‘Yaşayamam Bu Benle’ şarkısı, 2024’de çıkacak olan yeni albümünün ilk habercisi değil mi? 

Anıl: Evet. ‘Yaşayamam Bu Benle’ bir albüm fikri ile ortaya çıktı. Diğer yanda bir 5 şarkı daha vardı fakat bu şarkının nakaratını bir şekilde çok hızlı tamamladım. Sonra hızla kayda girdik. Yazın ilk şarkımızı çıkaralım istiyorduk.

Şarkıdaki Sezen Aksu sample’ı güzel bir sürpriz olmuş. Nerden aklınıza geldi?

Anıl: Kayda girdik fakat şarkının ikinci bölümü yoktu. Düşünürken aklıma sürekli Sezen Aksu’nun ‘Farkındayım’ şarkısı geliyordu. O sıralar şarkı yeniden dinlenmeye başlamıştı. Zaten kendisi şarkıda gerekenleri söylemiş. Bize sadece koyması kaldı. Kendisine bir kez daha teşekkür ettik.

Şarkı için hiç kendisi ile bir araya geldiniz mi?

Sanlı: Yüz yüze hiç konuşmadık, çünkü biz bu sample’ı kullanmaya kayıt anında karar verdik. Biraz hızlı davranmamız gerekiyordu. Hemen iznini aldık. Bizim dağıtım şirketindeki arkadaşlarımız Sezen Hanım’ın edisyon işleri ile ilgilenen kişi ile irtibata geçti. Kendisiyle maalesef yüz yüze gelme şansımız olmadı.

Sezen Aksu şarkı çıktıktan sonra bir yorum yaptı mı?

Anıl: Kendisine çok kötü bir kayıt göndermiştik. Ona rağmen onaylayıp izin verdi. Kötü kaydı bile beğendiyse demek ki şarkıyı beğendi diye düşündük. Çok hoşumuza gitti.

23-09/18/m2.jpg

‘Yaşayamam Bu Benle’de 90’ların tadı var. Önceki çalışmalarda 80’lerin synth’leri ve dokusu ağırlıktaydı. Şarkılarınızda bundan sonraki rota 90’ların ruhuna yönelik mi olacak?

Sanlı: Öyle bir kıstasa girmedik. Sıradaki şarkıda yine 80’lerin synth’leri var mesela. Oraları seviyoruz sanırım. Belli bir 10 yılın içine sığdırmıyoruz. 80’ler 90’lar bazen 2000’ler.

Anıl: Belli bir zaman aralığı yok ama oralarda geziyoruz şu an.

Yeni albümle ilgili çalışmalar nasıl gidiyor? Neler bekliyor dinleyiciyi?

Anıl: Albüm için bir 5 şarkımız hazır gibi. İçinde Madrigal sosu var ama her zaman yaptıklarımıza çok benzemiyor bence. Farklı şeyler yaptık. Dinleyicimiz Madrigal sosundan ötürü bunları da sevecektir diye düşünüyorum.

Sanlı: İlk albümümüzden farklı olarak iş birlikleri olacak içinde. Şu an net kesinleşen bir şey olmasa da öyle öngörüyoruz. En az 1-2 tane iş birliği olma ihtimali yüksek.

Yine değişik samplelar duyacak mıyız şarkılarda?

Sanlı: Kesin sample kullanacağız ya da kullanmayacağız dememek lazım. Belki yine stüdyoya gireriz, şarkının bir yerine çok yakışır ve kullanırız. Bugüne kadar hiç kullanmamıştık ama ilk defa spontane bir şekilde ‘Yaşayamam Bu Benle’de kullandık. Böyle şeylerde çok keskin konuşmamak lazım.

Anıl: Önemli olan yakışması zaten.

Burak: Bunlar şekillendikçe ortaya çıkacak. Şimdiden bir şey söylemek zor onun için.

Her yeni şarkıda bir önceki başarıyı geçecek mi stresi oluyor mu?

Kaan: Her şarkının çıkışında hepimiz stres altında oluyoruz. Bu sefer bu stresi yenelim diye hep beraber bir tatile çıktık. O tatilde şarkının çıkış anını bekledik. Herkes bir köşeye çekilip yorumlara bakıyordu. Hepimizde bir stres oluyor kesinlikle.

Sanlı: Bence genel olarak herkeste bu stres vardır. Mesleğimizde başka stres olacağımız bir şey yok bence. İyi ve yeni bir şey üretebilme stresi, ürettiğimiz şeyin sevilecek mi, beğenilecek mi kaygısı…bunlar hepimizin sahip olduğu şeyler. Hep hit yapalım, çok para kazanalım stresi değil bu.

Grubun en rahatı kim bu gibi konularda ?

Anıl: Ben değilim. Ceyhun da değildir. Burak bence.

Burak: Ben kişilik olarak da çok rahatım. Hayatımın çok büyük bir bölümünde stresli bir insandım. Beni çok kamçılayan ve faydası olan bir şey değil. Sorduğunuz soru ile ilgili strese gelecek olursak, evet bir yandan kamçılıyor insanı. ‘Seni Dert Etmeler’ ve ‘Dip’ gibi güzel başarı elde etmiş şarkılar yaptık. Çıtayı çok yüksek bir yere koyduk. Bardağın iki tarafı var. Baktığınızda diyorsunuz ki ‘Biz bunu yaptık. Yapabiliriz.’ diğer yanda ‘Biz öyle bir şey yaptık ki, bir daha oraya çıkabilir miyiz?’ diye bir düşünce oluyor.

Anıl: Aslında hiç düşünmeden mesleğini icra edeceksin.

23-09/18/m3.jpg

Pandemi zamanı şarkılarınız çok dikkat çekti ve parladınız. ‘Pandemi biraz bize yaradı’ demişsiniz bir röportajda. 

Anıl: Şarkıların yayılmasında ne denli etkili oldu bilmiyorum ama pandemi öyle güzel boş bir vakit yarattı ki çok rahat beste yaptık mesela. Onu özlüyorum, arıyorum ve avantajımızı iyi kullandığımızı düşünüyorum.

Sanlı: Konserler ve turne hayatınızın çok büyük bir kısmını işgal ettiği için yaratım süreçleri baltalanıyor. Pandemide böyle bir durumumuz yoktu. Zaten o zaman profesyonel bir grup da değildik ve hiç turneye çıkmamıştık. Biz şarkılarımız patladıktan 1 yıl sonra ilk konserimizi verebildik. Pandemide grup dinlenmeye ve tanınmaya başladı ama pandemiden sonraki günlük dinlenme sayılarımız daha yüksek mesela. 

Burak: Pandemi’nin şöyle bir artısı da oldu bence. Genelde kışın hüzünlü, yazın hareketli şarkılar dinlenir ya.. aslında pandemi koca bir kış gibiydi. O zamanki listede yer alan şarkılar şimdiki gibi değildi.

Anıl: Biz daha alternatif bir türde olduğumuz için o dönem bu tarz şarkılar daha çok patladı. ‘Uzunlar’ şarkısı da pandemide patladı mesela. Tür olarak bir etkisi olmuştur mutlaka.

Kemik dinleyici kitleniz siz popüler olduktan sonra nasıl yaklaştı size? Sizi paylaşamama durumları oldu mu? 

Sanlı: Sitemler var bir süredir. Ama bu kemik kitlenin bize sırtını dönmesi gibi bir şey değil. Youtube yorumlarında okuyoruz tabi “Bir tek ben bilirdim, şimdi herkes dinliyor.” gibi şeyler. Kitlesel bir nefret yok ( Gülüyor) Küçük sitemler var.

Anıl: O kitlesel sırt dönüşler genelde tarz değişikliğinde oluyor. Biz oralara hiç girmedik. Tarzımızı koruyoruz. Küçük modifiyelerle aynı tarzdan devam ediyoruz. Ben de çok büyük tepkilerle karşılaşmadım. Sanlı’nın dediği gibi sadece yorumlarda ‘ Bize özel kalsaydı keşke” gibi şeyler okudum.

Hakkınızda yazılan yorumları çok okur musunuz? Onları kafaya takar mısınız?

Anıl: Ben çok okuyorum. Kötü şeyleri kafama takıyorum. Yazılan her şeyi hala takip ediyorum. İlk günden bugüne hiç bir mecrayı boş geçmem. Hepsini okuyorum. Günümün çoğu bu oluyor bazen.

Burak: Ben ara ara okurum. Kötü bir şey geldiği zaman gülüp geçiyorum. İyi bir şey olduğu zaman da gülüp geçiyorum. Yapıcı eleştirileri tabi ki dikkate almak gerekiyor. Şahsi olarak kötü bir eleştiri beni üzmezken, iyi bir şey göklere çıkarmıyor açıkcası.

Sanlı: Ben ilk zamanlar çok okuyordum yorumları. Özellikle ‘Kelebekler’, ‘Seni Dert Etmeler’ ve ilk albüm çıktığı zamanlar. Anıl gibi o dönem her yere bakıyordum. Albümden sonra o bir eşikti sanırım, atladım orayı. Bakmıyorum artık. Bende çok olumsuz etkisi oluyordu açıkcası. Karnım ağrıyor, midem bulanıyor, heyecanlanıyorum. Kötü bir şey okuduğum zaman moralim bozuluyor. Mesela ‘Aynadaki Görüntün’ü ilk single olarak çıkardığımız zaman, o bir akustik kayıttı. Evde kaydedilmişti. O şarkıyı yayınladığımızda insanlar ‘Seni Dert Etmeler’ gibi bir şey gelecek sandılar. İlk gece şarkı çıktığında aşırı bir eleştiri olmuştu. O gece gerçekten mutsuz uyuduğumu hatırlıyorum.

Kaan: Ben yorumlardan ziyade konserde teknik anlamdaki aksaklıklara kafayı takıyorum. Bundan dolayı istediğimiz performansı gösteremediğimizde ve o enerji yakalanamadığında takılıyorum. Ama sonraki konserde bunu hemen toparlıyoruz.

Kavga eder misiniz? Anlaşmazlıkları nasıl hallediyorsunuz?

Burak: Çok kavga etmiyoruz aslında. Bir şey olduğunda hızlıca çözüyoruz zaten.

Kaan: Hepimiz çok eski arkadaşız. Beraber büyüdük gibi bir durum var. Herkes birbirini çok iyi tanıyor, o yüzden öyle büyük problemler yaşamıyoruz.

 Anıl: Öyle bir gerginlik olduğunda uyumlu olanımız arayı buluyor zaten. Ceyhun genelde arayı bulan kişidir.

 Sanlı: Bu bir ilişki sonuçta. Evlilik gibi, sevgilinizle olan ilişkiniz gibi. Grup bunların hepsini kapsıyor. Hem iş ilişkisi var, hem arkadaşız. 

23-09/18/m8.jpg

 Peki hiç sahneye küs çıktığınız oldu mu?

Sanlı: Hiç olmadı. İnşallah olmaz.

Anıl: Ama kendi içimizde küs olmuşuzdur. Yüz yüze söylemesekte kırılmışlıklar elbet olmuştur.

Burak: Bunları çözüyor olabilmek güzel zaten. Bir yerden sonra aynı tartışmaya girmiyorsun.

Hayranlarınızla  yaşadığınız enteresan olaylar var mı? 

Anıl: Eve gelen fanlar olmuştu bir ara.

Sanlı: Evet. Bir kere telefon ve adresimiz deşifre oldu. Bazen sıkıntı yaşıyoruz ama anlayışlılar. Mesela evimin önünde ilk gördüğümde tatlı bir dille bu yapılanın doğru olmadığını söyledim. Gece yarısı telefonuma gelen bir mesaj olduğunda da bu şekilde uyardığımda anlayışla karşılandım. Öyle tehlikeli bir duruma gelmedi mevzu.

Burak: Genelde iyi niyetliler. Bir kere stüdyoma gelmişlerdi. Bizi sürekli orada yaşıyor zannediyor olabilirler.

Kaan: Ben annemin evinde, annemin bir fanla fotoğrafını gördüğümü bilirim.

Müziğinizde ilerleyen zamanda radikal değişiklikler olur mu? 

Anıl: Ben her şeyin mümkün olabileceğini düşünüyorum. Zaman içinde ne dinliyorsak oralara gidiyor bu işler. İlk başladığımızda klasik rock tarzı yapıyorduk. Daha sonra bu biraz alternatife döndü. Şimdi alternatif pop. Bundan sonra nereye gider zaman gösterecek. Her şeye açığız.

Sanlı: Evet mesela 2015’de çıkardığımız şarkılarla şu an yaptıklarımızın hiç bir alakası yok. Tabi ki aynı türün alt segmentlerini yapmışız ama yan yana koyduğunuzda o sound ile bu sound uyuşmuyor. 10 sene sonra yine böyle bir şey yaşayabiliriz. Müzik değişecek, dünya değişecek. Çok kapalı değiliz yeni şeylere.

Başka sanatçılarla ortak çalışmalar olacağını söylemiştiniz. İsimler belirli mi?

Anıl: Bir sonraki çıkaracağımız şarkıda çok güzel bir klarnet bölümü var. Hüsnü Şenlendirici’nin bize eşlik etmesini çok istiyoruz. Prensipte anlaştık gibi bir şey.

Hakkınızda yanlış bilinen şeyler neler?

Burak: Kocaelili değiliz mesela.

Kaan: İlk şarkımız ‘Seni Dert Etmeler’ değil.

Anıl: Biz bir grubuz. Genelde Madrigal adam diyorlar. Tek kişi sanıyorlar ama 5 kişiyiz. Hala yorumlarda görüyorum bunu.

Burak: Evet gittiğimiz bir kaç yerde ‘Madrigal hanginiz?’ diye soran olmuştu.

Grup dışında ileride bireysel çalışma yapmak isteyen var mı?

Anıl: Daha rahat, daha özgür, kafama göre beste yapabilmek için solo single ve albüm olabilir diye düşünüyorum.

Burak: Ben hali hazırda solo yapıyorum ve projeyi devam ettirmeyi düşünüyorum. Kendi yaptığım şey bambaşka bir sound. Popüler kitleye hitap edecek bir şey değil. Soundtrack havasında, daha chill, az sözlü şarkılar.

Sanlı: Solo çalışmayı daha büyük, popüler bir şey yapmak niyetiyle değil ama yan proje olarak amatör ruhumu doyurmak için isterim. Madrigal’in profesyonel olarak geldiği nokta bazen benim içimdeki amatör hissi rahatsız ediyor. O yüzden vakit bulursam bunu yapmak isterim. Eskiden barlarda konserden sonra sahneden inip, seyirci arasına karışır dans ederdik. Şimdi bir konser bitimi bizi apar topar kaçırıyorlar, çünkü izdiham oluyor. Ben o özgürlüğü özledim. Bir proje yaparsam o ruhu yakalamak için yaparım.

Kaan: Benim hiç öyle bir planım yok. Madrigal’le devam. Bas gitara ihtiyacınız olursa destek veririm.

 

Not: Grup üyelerinden Ceyhun Kaan Karakaş yurtdışında olduğundan röportaja katılamadı.

 

SERHAT TEKİN

Etiketler:

Abone Ol :