Karaf İle Çok Özel!

Abone Ol :

Karaf İle Çok Özel!

Hem yeni taze bir kan, hem de yeni bir şarkıyla yeniden buluştuk sizlerle… Önce nasıl bir araya geldiniz Murat bey ile onu öğrenebilir miyiz?

FATİH AHISKALI: Biz Göktuğ'la ikimiz zaten Karaf grubunu kurmuştuk yaklaşık bir sene önce. Bir iki şarkı yaptık, denedik. Aslında gayet güzel gidiyorduk. Özellikle "Ustaların Karışımı" şarkımız iyi reaksiyon almıştı. Sonrasında Murat, Kayseri'deki bir konserimize geldi
ve biz onu sahneye davet ettik. Çok da hakkında fazla bir şey bilmiyorduk. Bir şarkı söyledi ve biz Göktuğ'la birbirimize baktık. Sanki geleceğimizi gördük. Aslında Murat ile birlikte çalışma fikrine o gün karar vermiş olduk. Göktuğ'la hemen bir araya gelip nasıl yapsak diye istişare yaptık. Murat çok özel bir renk ve grubumuza alıp ana solist yaparsak inanılmaz bir renk olacak müzik sektöründe diye düşündük.

GÖKTUĞ VARYOZDÖKEN: Konserde de bunu yaşayarak gördük. Murat'ın gruba katıldığından haberi bile yoktu o sırada. Sonrasında Murat'a da durumu deklare ettik. Murat'ın da hayatı boyunca hep düşlediği bir ortam ve müzik anlayışı olması durumu da bize çok yardımcı oldu tabii ki.

MURAT COŞGUN: Karaf sahnesine misafir olarak davet edildiğimde çok heyecanlandım tabii ki. Fatih abimin sahne enerjisi inanılmaz ve çok ciddi bir isim müzik dünyasında. Göktuğ ve Semih de mükemmel müzisyenler, bütün ekip çok çok iyi. Güzel birkaç şarkı söyledik orada. Fatih abi beni sahneden indirmedi ve sekiz şarkı söyletti. Normalde en fazla iki şarkı söyletilir misafire ama Fatih abi beni misafir olarak görmedi demek ki. Konser sonrası numaralar alındı ve Fatih abi grup olarak teklifi bana iletti. Hiç düşünmeden kabul ettim. Çünkü Kayseri'de böyle bir müzik oluşumuna kavuşmam imkansızdı. Karaf'ın her bir üyesini çok sevmem de cabası. Çok mutlu ve umutluyum. Rabbim muvaffak eder inşallah.

GÖKTUĞ VARYOZDÖKEN: Aslında biz Fatih abiyle Karaf başlamadan tam istediğimiz kıvamda bir yoruma sahip ana solist aradık. Ama gönlümüze kimse düşmedi. Ya da problemli kişiler tavsiye edildi ve olmadı. Kumaşımıza uygun kimseyi de bulamayınca Fatih abiyle ikimiz solistlik yapmaya karar vermiştik. Ama daha sonra Murat ortaya çıkınca herşey yeniden planlandı. Çok da güzel oldu.


25-10/09/dsc02089-enhanced-sr.jpg


SORU: Aşk ve Ötesi projenizden bahsedelim. Şu ana kadar üç şarkı çıkardınız. Bu şarkılardan konuşalım biraz.

FATİH AHISKALI: Fikret Kızılok'un efsane olmuş eseri " Yeter ki " ile ilk paylaşımımızı yaptık. Murat'ın Karaf solistliğindeki ilk paylaşımdı bu. Ses tonu ve icra kabiliyeti hemen dikkat çekti. Arkasından sözü Gülşen ( Bayraktar ), müziği ise Ozan Çolakoğlu ve Gülşen imzası taşıyan
" SEYRE DURSUN AŞK " geldi. Ozan ve Gülşen dahil herkes bayıldı bu yoruma. Karaf'ın adının daha geniş kitlelere yayılmasına sebep oldu bu şarkı. Yeni çıkan şarkımız ise daha önce Yüksek Sadakat grubundan dinlediğiniz ve grubun kurucusu Kutlu Özmakinacı'ya ait olan
" Aşk Durdukça ". Şu an için şahane gidiyor. Seçtiğimiz şarkıların önemli bir ortak özelliği var bu arada. Şarkıların asıl sahiplerini çok seviyorsak projemize dahil ediyoruz o şarkıları. Çünkü bu konuda profesyonel olmak istemiyoruz. Eğer kalbimizin derinliklerinden gelecekse icralar, söz ve besteci ile de güçlü bir ünsiyetimiz olmalı. Sevgi işin her aşamasında var olmalı. Söylediğimiz her eserin üreticileri şahane insanlar. Buradan hepsine sonsuz teşekkür ve sevgilerimizi sunuyoruz.

Karaf'tan bahsedersek… Neler bekliyor bizi? Nasıl şarkılar dinleyeceğiz
sizden? Gelecek planlar neler?

MURAT COŞGUN: Çok da gelecekle alakalı iddialı olmayı sevmiyoruz. Ortak hissiyatımız ve işleyeceğimiz her eserin inceliklerine dikkat ederek daha neler yaparız, hep beraber göreceğiz. En sevdiğimiz şarkılar ya da kendi üretebildiğimiz en sevdiğimiz eserlerimizle muhakkak varlık göstermeye devam edeceğiz. Ama bizim kumaşımıza ve rengimize uygun olması koşuluyla. Bir eser, bir çok rahleden geçtikten sonra artık Karaf yorumuyla paylaşıma açık hale gelebiliyor. Bir de aşka çok inanıyoruz ve projemizin adı da o yüzden Aşk ve Ötesi. Aşkın halleri ve aşka dair şarkılardan oluşan dokuz şarkılık bir seri bu.
Dokuz şarkılık bir serüven dedik. İlk iki şarkıyı buluşturduk

Dokuz şarkılık bir serüven dedik. İlk iki şarkıyı buluşturduk O zaman yeni
şarkılardan da biraz bahsedelim. Hikayelerini bizimle paylaşır mısınız? Nasıl dahil
oldular projeye?

GÖKTUĞ VARYOZDÖKEN: Türkçe şarkılar arasında en sevdiğimiz listesini biz Fatih abiyle zaten aylar öncesinde yapmaya başlamıştık. Bir televizyon programı yapma projesiyle başlayan çok ciddi bir zaman dilimiydi bu bizim için. Binden fazla şarkıyı seçmişiz
o dönemde. Demek ki on bine yakın şarkı dinlemişiz kapanıp. Ve bunun sonucunda
da o seçtiğimiz, elediğimiz bin şarkıyı Murat'ın da yorumunu düşünerek elli şarkıya düşürdük. Sonunda dokuz şarkıda karar kıldık.

Şarkıyı tam olarak evet bu bizim albümümüzde olmalı dedirten ne sizin
için?


FATİH AHISKALI: Önce şarkının söz yazarını ve bestecisini çok seviyor muyuz ona bakıyoruz. Eserlerden önce insanlar arsındaki sevgidir öncelik. Bunu daha önce de söylemiştik. Daha sonrasında eseri icra ederken bizim kalbimizin ritmi ne durumda ona bakıyoruz. Bizim kalbimizi hareket ettiremiyorsa o eser repertuarda yer alamaz. Şu tutuyor, daha fazla iş getirir diye gönlümüzde olmayan bir müzik yaparsak, inandığımız her şeye ihanet etmiş oluruz.

MURAT COŞGUN: Bir de aranje ve şarkıların detaylarını tasarlama süreci var. Fatih abi zaten bu konuda gerçekten üstat. Bize fazla bir iş düşmüyor o kısımda. Biz de Göktuğ'umla hayretle izliyoruz Fatih abiyi.

FATİH AHISKALI: Estağfurullah. Bir yetenek var ise takdiri hak eden ben değil, bahşedendir. Senin de sesinin tonu olağanüstü bana göre. Bunu sana bahşedene sonsuz şükürler olsun.

Peki şarkıların kayıt ve okuma aşamalarından da bahsedebilir miyiz?

GÖKTUĞ VARYOZDÖKEN: Maslak'ta güzel bir mekan var, sahne de alıyoruz orada... Orada ki ses sistemini kullanarak bolca prova ettiğimiz şarkıları kayıt aldık ve aynı zamanda kliplerini de çektik canlı performans olarak. Kayıtlarımız bittikten sonra üzerine ilave ekleme çıkarma gibi çalışmalarımız oldu tabi ki. Ama canlı çalım ruhu ile gerçekleşti bütün performanslar.

Son zamanlarda akustik tarzdaki şarkılar aslında daha çok seviliyor. Siz bir müzisyen olarak bu konuyla ilgili neler söylersiniz?

FATİH AHISKALI: Ben şahsen hayatı akustik yaşıyorum ve akustik müzik yapmayı biliyorum. Göktuğ'la Murat da öyle, hatta bütün ekip. Çok farklı yönlerde seyreden müzik formları da türedi son on yılda. Şahsen eleştiri yapmak istemem. Çünkü ben anlamıyorum ya da hissetmiyorum diye o müziğe kötü yakıştırması yapmak yanlış geliyor. Belki 100 M. dinlemesi var ama ben hiç hazetmedim. Demekki birileri çok sevmiş ve buna saygı duymak zorundayız. Ama akustik icraların ömrü sonsuz olur. Zamansız müziklerdir kaliteli akustik kayıtlar. Belki insanlar elektronik soundlardan biraz soğumuştur olabilir. Her müzik yerinde güzel. diskoda akustik müzik dinlemek istemem mesela. Gerçi diskoya da hayatta gitmem. Eskiden disko diyorlardı, şimdi ne diyorlar?

25-10/09/dsc01983-enhanced-sr-1.jpg


MURAT COŞGUN: İnsanlar akustik müzik dinlerken daha gerçekçi bir duyguya dahil oluyorlar bence. Müziğin inceliklerine ve detaylarına dahil oluyorlar.

FATİH AHISKALI: Gerçek müzik dinlemek isteyenler zaten neyi dinleyeceğini de bilir. Biz aynaya baktığımızda kendimizi ne olarak nitelendiriyorsak onu yapmaya çalışıyoruz. Olmadığımız bir kimse olmaya çalışmıyoruz. O zaman zaten halk bunu
anlıyor. Halk uzaklaşıyor sizden. Serdar Ortaç gibi olmak Serdar Ortaç'a yakışıyor. Çok tutuyor diye Serdar Ortaç şarkıları gibi şarkılar yapmamızın anlamı var mı? Bahsettiğim gerçeklik bu aslında zaten. Yapabileceğimizden başka şeylerin peşine düşersek o iş yalan olur.

Peki “Karaf”ın müzik tarzında nasıl yorumlarız?

GÖKTUĞ VARYOZDÖKEN : Tarzlara takılmıyoruz. Bizim için iki tarz müzik var ki bunu vakti zamanında Louis Armstrong'dan duymuştum ben. Şöyle demiş: Benim için iki tarz müzik vardır. Biri iyi müzik, biri kötü müzik. Ben iyi olanı severim. Biz de aynı duyguları taşıyoruz. Hem icra ederken, hem de dinleyici olarak.

Ya konserleriniz ? 

MURAT COŞGUN: Biz, karaf.music ismiyle sosyal medyada varlık gösteriyoruz. Bizi sosyal medyadan takip eden dinleyiciler bütün sahne aktivitelerimizden haberdar olacaktır. Güncel bilgiler hep orada ve konser eklendikçe de güncelleniyor. İlk konserimizi Maslak'ta bir mekanda verdik. O kadar çok beğenildi ki Hemen 29 Ekim'e de aynı mekanda sahne geldi. Gittiğimiz her yerde yine talep görüyoruz çok şükür.

Bir müzik grubu olmak uzun soluklu olması elbette sağlam ilişkilerde gerektiriyor üyeler arasında… Farklı fikirler, ayrı görüşler olabilir. Orta yol nasıl bulunur, ortak payda da nasıl buluşma sağlanır ?

FATİH AHISKALI: Çok haklısın. Bu konuda yeterince tecrübem oldu. Bizzat kendi kurucusu olduğum eşref vakti ve rubato grupları var mesela. Yeni Türkü grubuyla yaşanmış 14 senem var. Bu işin ana kuralı şudur bence. Demokrasi olsun diye benim de dediğim olsun denmez. Kim hangi konuda uzman ise o konunun lideri olur. Yönetim kurulu başkanı gibi bir ana lider bütün fikirleri toplar ve olması gereken yol haritasını belirler. Herkes de buna saygı duyar. Kimsenin fikrini dinlemezsen o seni diktatör yapar. Ama benim dediğim teokratik sisteme giriyor. Yetersiz kişiler sazı eline alırsa egosu yüzünden, yanlışlar ve çöküşler başlar. Duygular siyaha boyanmaya başladıysa ne yapsan düzelmez orası. Alkış ve kazanılan paranın artması ayakları yerden keserse, yakın çevredekilerin gazlarına gelirsek, kendini en önemli zannetmeler başlarsa işte o zaman yanmışızdır. Kısacası dilimizden özür, teşekkür, tefekkür ve tevekkül eksik olmazsa eğer dağ gelse yıkamaz bizi. Keramet birliktelikten gelir. Hepimiz bir isek, yol tatlı ve uzun olur.

“Karaf” isminin , hikayesini biraz paylaşabilir miyiz?


GÖKTUĞ VARYOZDÖKEN: Geçen sene Karaf grubunu ilk kurduğumuzda ismimiz yoktu. Sadece evde provalarını yapıyorduk. Fakat bizim bahçemizde üst komşumuzun bir köpeği var. Bizim müziği duyunca havlıyor ve köpeğin ismi Karaf. Süleyman abi niye Karaf koymuşsa köpeğin adını artık. Derken o kadar fazla Karaf, Karaf, Karaf demişiz ki, sonra Semih mi söyledi hatırlamıyorum. -Yaaa grubun adını Karaf mı koysak? Güldük biz buna. Sonra daha iyi bir isim de bulamadık. Kalsın bari dedik. Böylece “Karaf” olduk.

Murat Bey'in de aslında kendine özgü bir tarzı ve değişik bir ses tınısı var. Şarkıları kendi tarzı ile yorumluyor. Bu konudaki yorumunuz nedir ?

FATİH AHISKALI: Murat çok özel bir karakter ilk önce. Murat yaşadığı hayatı yorumluyor aslında. Murat çok sert iklimlerden geçmiş, hayatta büyük sınavlar vermiş bir adam. Daha çocuk yaşta çok ciddi sağlık sorunlarıyla uzun yıllar mücadele verip atlatmış bir adam. Babasını çok küçükken kaybedip, bunca acı, zorluk ve ızdırabı tek başına yüklenmiş bir adam.
Hani Müslüm Gürses için derdik ya acısı ağzında diye. Murat'ta da da öyle bir durum var. Biz Müslüm Gürses ile Murat'ı bu açıdan çok benzetiyoruz. Acıdan geçmeden okunulamayacak kadar duyguyu hissettirebiliyorlar. Sezen Aksu'nun da dediği gibi acıdan geçmeyen biraz eksiktir. O yüzden Murat.

Arabesk müzikten biraz bahsedersek… Son dönemde biraz evrildi gibi geliyor bize, soundlar da değişti. Bu konudaki düşüncelerini nelerdir?

FATİH AHISKALI: Bir şeyi gerçekten hissederek, inanarak yapan müzik icracılarına hiç lafımız yok. Fakat bu tutuyor diye onu yapan müzik üreticilerine aynı saygıyı duymuyoruz ve çok çabuk hissediliyor. Bence bir akımın peşine gitmektense kendi gerçekliğinin peşine gitmesi de bir sanatçı için çok daha doğru olacaktır diye düşünüyoruz. Yoksa rap müziği biz yorumlamayız mesela. Arabesk ile rap çok iç içe geçti. Fütursuzca bir yoğunluk var bu alanda ve kendini yiyen yılan misali bir geçicilik ön görüyorum şahsen. İşini iyi yapanlara lafım yok. Ama çok kalabalık o alan.

O zaman son olarak yeni gelecek şarkılara istinaden Karaf dinleyenlerini
nasıl şarkılar bekliyor?

GÖKTUĞ VARYOZDÖKEN: Güzel şarkılar bekliyor. Bizim kalbimize değen, süzgecimizden geçen, Karaf'tan kalbe akan şarkıların devamı geliyor. Projemizin adı " Aşk ve Ötesi ". Hep birlikte göreceğiz yeni çıkacak şarkıları. Lütfen bizi takipte kalın. söz veriyoruz değecek.

MURAT COŞGUN: Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe. Hayat gibi bizim müziğimiz ve sahnemiz. Çok fazla efkar ve bir o kadar da eğlence vadedebiliyoruz. İkibuçuk saat sahnede kaldıysak ve bu birbuçuk saat gibi geldiyse dinleyicilere o zaman evimize çok mutlu gidiyoruz. Çok şükür bunu başarabiliyoruz. Sadece production olarak yapacağımız şarkılar değil, sahnedeki şarkılarımıza da çok özenle davranıyoruz. İnsanlara keyif verebildiğimiz için çok mutluyuz.

FATİH AHISKALI: Biz elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam edicez. Efkar içimizde var olan bir gerçeklik. Efkar ve Arabesk tatlardan biz çok zevk alıyoruz ki herkes de o tadı alacaktır. Armoni ve kontrpuantal detayları da bu efkarın içinde tadında baharatlar gibi yer almakta. Yolculuğumuzda bizi anlayan, seven ve yanımızda olan herkese çok teşekkür ederiz. En başından beri hep yanımızda olan Kral ailesine de ayrıca çok teşekkür ederiz.

Etiketler:

Abone Ol :