İsmail Altunsaray, Mehmet'in Gezegeni'ne Konuk Oldu!

Abone Ol :

İsmail Altunsaray, Mehmet'in Gezegeni'ne Konuk Oldu!

İsmail Altunsaray’ın konuk olduğu Mehmet’in Gezegeni, Kral TV - Kral FM ortak canlı yayınında ve aynı anda Kral FM facebook - Kral Müzik YouTube hesaplarından da canlı olarak yayınlandı…

İsmail Altunsaray, Kral FM ve Kral TV ortak canlı yayınında, Mehmet’in Gezegeni programında vatani görevini yapmakta olan Mehmetçik için şarkılarını seslendirdi.

Gezegen Mehmet: Yani diyorsun ki; İsmail hem ağlatırım, hem oynatırım.

İsmail Altunsaray: Ağlatmak zaten bizi yetiştiren ustaların en büyük özelliği, bu aslında özellikle Neşet Ertaş’ın en büyük özelliği oynatırken ağlatmak.

Gezegen Mehmet:  Türkünün sözlerine, müziğine, bestesine bakıyorsun bir hüzün var, ama aynı zamanda oynamakta istiyorsun. Hem oynarım, hem ağlarım gerçekten tam denk geliyor. Bu arada Neşet babayı da saygıyla, rahmetle, duayla anıyoruz. 

İsmail Altunsaray:  Musa hocamızı da analım buradan, ellerinde öpüyorum saygıyla. İsmini  sayamadığımız bütün aşıkların...  O kadar çok ki saymam mümkün değil ve çok büyük bir hazinenin içinde yaşıyoruz.

Gezegen Mehmet:  Bu türkülerin bir hikayesi var. Hepsinin oradan buraya gelene kadar yaşanmışlıkları var. Öyle masa üstünde yazılmamış bu türküler.

İsmail Altunsaray:  Evet hepsinin bir yaşanmışlıkları, bir hikayesi var. Öyle kafadan uydurma yazılmış şeyler değil. Bizim toprağımızın altı, üstünden daha zengin derler ya; toprağın altındaki büyük ustalar, bize çok büyük türküler, çok büyük eserler bırakmışlar. Bizde onları taşımaya çalışacağız inşallah. Bizde üretmeye çalışıyoruz. Bir insanın ruhuyla anılması kadar önemli bir şey yok. Kimse parasıyla, puluyla, maddiyatla anılmıyor. Herkes maneviyatıyla, ruhuyla anılıyor. Bu dünyada, yani insanlığa dair neler bırakmışsak, onlar dünyada kalıyor. O yüzden en önemli şey bu.

Gezegen Mehmet:  “Eşek ölür, semeri kalır. İnsan ölür, eseri kalır” ben hep şunu söylüyorum: Doğduğumuzda biz ağlarız herkes güler. Ağlamazsak, ağlatırlar... Öyle bir hayatımız olsun ki, biz öldüğümüz zaman herkes ağlasın, biz gülelim.

Gezegen Mehmet:  Türkiye’nin bu dönemde en çok ihtiyacı olan şey: Herkesin bir susması, herkes sussun türküler konuşsun. Çok fazla konuşuyoruz, çok fazla anlatıyoruz biraz sükunete ihtiyacımız var. Sakinliğe ihtiyacımız var. Müziğe, hoş görüye ihtiyacımız var. Türkülere ihtiyacımız var.

İsmail Altunsaray: Sonunda kadar katılıyorum. Şu dönemde en ihtiyacımız olan şey: Birbirimizi anlamaya çalışmak.

Gezegen Mehmet:  Bu akşamı, “Zeytin Dalı Harekatı’nda olan askerlerimiz ve onların yakınlarına armağan ediyoruz.

İsmail Altunsaray:  Ve yitirdiğimiz askerlerin ruhuna gitsin inşallah.

Gezegen Mehmet:  Konuşmak değil, dinlemek önemli. Kızım öğretti bunu bana. Eğer birbirimizi dinlesek, anlayacağız. Anlasak, anlaşacağız...

İsmail Altunsaray: Hep öğrenci kalmak lazım. Hiç bir zaman oldum dememek lazım. Çünkü insan her yaşında bir şey öğreniyor. Hem kendi mesleğinde, hem kendi yaşamında öyle... Bizi ilerletecek şey, bizim var olan hazinemizin üzerine katılacak, eklenecek şey bu. Öğrenci kalırsak, kendimizi geliştiririz.

İsmail Altunsaray: Aslında insanımız hep görmek istiyor. Radyolar o yüzden çok önemli. Sadece televizyonda görünen insanın, sanatçı olduğuna inanılıyor. Görünmeyen, reklamı olmayan sanatçıların, ismi cismi, hiç bir şeyi yok. Ama çok önemli müzisyenler var, her gün televizyonlarda çıkmayan.

Gezegen Mehmet:  3 Ocak’ta bir yıl ertelenen düğünüm vardı. Sende geldin, türkülerini söyledin ve orda Orhan Gencebay’ı bile gaza getirdin. Orhan abi, gaza geldi ve kralımız, sazı eline aldı... O da daldı olaya. O an ne hissettin?

İsmail Altunsaray: Küçüklüğümüzden beri sazın, gerçekten yönünü değiştirmiş, başka bir çağ açmış, başka bir rüzgara sürüklemiş. Çok büyük bir usta Orhan Gencebay.

Gezegen Mehmet:  Orhan Gencebay, Arif Sağ, Neşet Ertaş büyük ustalarımız...

İsmail Altunsaray:  Çok büyük ustalar, hepsi ayrı ayrı, farklı farklı tarzları var. Neşet Ertaş’la da 4-5 kere beraber oturmuşluğumuz oldu.

Gezegen Mehmet:  Elini öpebildin mi?

İsmail Altunsaray:  Yok, el öptürmezdi.

Gezegen Mehmet:  Ben bir kere denedim elini öpmeyi. İnat ettim, artık baktım ki kolunu kıracağım, vazgeçtim.  Gerçekten inat ediyor, öptürmüyordu elini.

İsmail Altunsaray:  O kadar mütevazi biriydi. Neşet Ertaş, babası gibi bir devin...  Japonlar, o dönemde Muarrem Ertaş’ın sesini kaydetmeye, “Kırtıllar” köyüne gidiyorlar. Dünyada sesini duyurmuş bir adam. Japonya’dan sesini kaydetmeye gelmişler. Enteresan bir ses tonu var diye, değişik bir ses rengi var diye kaydetmeye geliyorlar. Böyle bir ustanın, oğlu olup da kendine başka bir çizgi yaratmak çok zor. Neşet Ertaş’ın kendime felsefe edindiğim bir sözü vardır: “Gölgeye girenin, gölgesi olmaz” diye. Kendisi, babasının gölgesinde kalmadığı için Neşet Ertaş olabildi. O yüzden, bu dünyaya bir iz bırakmak istiyorsak ruhumuzu baki kılabilmek istiyorsak kimsenin gölgesinde olamadan kendi gölgemizi bırakmamız lazım ki hatırlanalım bir sanatçının zaten en büyük amacı da bu dur eserleriyle anılmaktır insanlığa bir hizmette bulunmaktır daha doğrusu o yüzden en büyük hizmeti onlar yaptı ustalarımız yaptı bu kültür adına da çok büyük hizmetler yaptı.

Gezegen Mehmet:  Önemli olan gençlerin duyguları çok önemli, gençlerde çok seviyorlar seni özünü kaybetmeden onları da yakaladın.

İsmail Altunsaray:  Gençleri yakalamak çok çok önemli çünkü gelecekte onlar bu kültürü ne kadar önemli olduğunu bilecek olan insanlar onlar o yüzden aslında türkü programları artırılmalı ama ne kadar yaşa ilerlerse maalesef türkü dinleme oranı o kadar artıyor biraz daha olgunluk  gerekitriyor türküler o yüzden çok genç yaşata olmuyor ama ben bunu kötü bir şey olarak görmüyorum daha sonra düzeleceğine inanıyorum çünkü bizim hassasiyetlerimiz var milli hassasiyetlerimiz var hepsini gördükçe zaten insanlar bunun ne kadar gerekli olduğunu ne kadar önemli olduğunu anlıyorlar.  O yüzden sağ olsun gençlerimiz dinleyen dinlemeyen herkes sağ olsun.

Gezegen Mehmet: İsmail Altunsaray’ı dinlerken Neşet Ertaş’ı hissediyoruz ama taklidi gibi gelmiyor bize

İsmail Altunsaray:  Zaten oradan sıyrılmak çok önemli bir nokta zaten o zaman o yola girmiş oluyor insan ve o yol çok uzun bir yol çok kutsal bir yol o yolda olmak ve o yolu ilerletmek doğru adımlarla ilerlemek çok önemli çünkü çok kaygan bir zemin her an bambaşka rüzgarlara kapılıp başka yönlere gidebiliyor insan o yüzden o yoldan çıkmamak lazım

İsmail Altunsaray:  Mevlana’nın bir metaforu vardır bir ayağımız Anadolu’ya basıp diğer ayağımızla  bütün kültürlerden bir şey almamız lazım her kültürden bir şey almak her yöreden ezgi almak bir ruh almak ve kendi tarzını bulmak ama Anadolu’dan hiç bir zaman o ortasına bastığımız ayağımızı hiç bir zaman çekmeden bir pergel gibi öyle yaşamak düşünmek lazım felsefemizin öyle olması lazım ben böyle bir düşünceyle böyle bir yol çizerek hayatıma devam etmek istiyorum çalıyoruz söylüyoruz şimdilik inşallah devamı gelir en önemli şeyde üretmek tabi başkalarının sırtına binerek bir şeyler yapmanın taraftarı değilim insan ürettiği zaman var bahsettiğimiz ustaların hepsi kendi eserlerini üretebilmiş ustalar kendi farklarını yaratabilmiş kendi ezgilerini sözlerini ruhlarını dökebilmiş insanalar o yüzden onlar gibi olabilmek lazım inşallah bizde o yolun yolcusuyuz doğruların peşindeyiz yani gidilen bir yol var hak yolu bizde o yoldayız

Gezegen Mehmet:  Neşet baba tabi hayatını incelediğimizde bir köçeklik dönemi de var düğün düğün dolaştığı bir dönem var senin de içinde öyle bir arzu var mı

İsmail Altunsaray:  Biz zamanında bende Kırşehir’de zaten çok düğünde çaldım öyle bir dönemimiz oldu

Gezegen Mehmet:  Köçeklik hala var mı ?

İsmail Altunsaray:  Yok şuan yok

Gezegen Mehmet:  Neden kalktı bu bir kültür değil mi ?

İsmail Altunsaray:  Aslında bir  kültürün parçası neden kalktı devir değişti dönem değişti düşünceler değişti

Gezegen Mehmet:  Kimle bitti ne zaman bitti bu ?

İsmail Altunsaray:  Ben hala Kırşehir’deyken bitmişti o zamanlar bitmişti yani hala böyle devam eden lokal yerler vardır bazı yörelerde var zaten Kastamonu taraflarında ama Kırşehir’de çok yaygın değil kültürün bir parçası tabi olması lazım çünkü müziği bütün olarak düşünmek lazım kültürü bütün olarak düşünmek lazım.

Gezegen Mehmet:  O ortam olamasaydı belki de bu türkülerde olamayacaktı

İsmail Altunsaray:  Olmazdı bu türkülerin ortamı orası o ortam olmadan türküler çıkmıyor muhabbet ortamı olmadan türküler çıkmıyor muhabbet ortamı kaldı mı dersen hiç yok şuan hele ki İstanbul’da yaşıyorsan üç tane bağlamacıyı bir araya getirip o türküleri çıkartamıyorsun

Gezegen Mehmet:  Bu arada Ferdi abi geldi aklıma… Ferdi Tayfur’la uçakla geliyoruz bir yerden…  Dedi ki  “ Mehmet bu  Ferdi Tayfur ismi nasıl takıldı biliyor musun?  Benim babam Ferdi Tayfur’un  hayranıymış.  Ferdi Tayfur da seslendirme sanatçısı Lorel  Hardy yi seslendiren kişi…  Ona hayranmış” Dedi. Oradan koymuş dedi. Ferdi abi Türkiye’yi ağlatan adam, benim en büyük hayalim Lorel Hardy’ yi seslendirmek dedi.  “Yapayım mı?” Dedi bana.. Dedim abi yap,uçakta bir başladı…  Bütün uçak gülmeye başladı. Yani Ferdi abiden herhalde en son beklenecek şey buydu… Demek ki şu var ağlatan insanların arka tarafında bir güldüren tarafları da var

İsmail Altunsaray:  Aslında biz bir taraftan bu açığı kapatıyorum TV ye gelince daha ciddi günlük yaşamda daha komik biriyim

İsmail Altunsaray:  Benim 35 tane bağlamam var hepsi birbirinden değerli

Gezegen Mehmet:  Sihirli olan var mı ?

İsmail Altunsaray:  Var.  Daha akustik konserlerde kullandığım 52 teknelik bir bağlamam var o benim için çok çok kıymetli  tınısı dolayosoyla çok kıymetli

Gezegen Mehmet:  Tınısı ve anısı desek…

İsmail Altunsaray: Evet anısı da var. Çünkü o bağlama kulakları çınlasın Cengiz Özkan abimin evindeydi dedim ki bu ne kadar büyük bir bağlama ben de bağlamacı bir adamın bu kadar büyük bağlama görmedim ya dedi o İsmail hakkı Demircioğlu’nun bağlaması İsmail abiye bir telefon aç bir kurcalarsın belki dedi güzel bakımını yaptım baktım ki bağlamayla artık bütünleştik birbirimiz bulduk gibi oldu öyle olunca da hasan abi bana bir sürpriz yapmış İsmail abiden almış bunu sana hediye ediyorum dedi öyle onun anısı ve tınısı artık benimle beraber.

İsmail Altunsaray'ın konuk olduğu programın tekrarı Pazar günü saat 21:00'da Kral TV'de yayınlanacak.

Programı ayrıca Kral grubunun resmi YouTube kanalı Kral Müzik sayfasından da izleyebilirsiniz...

Etiketler: 0

Abone Ol :